...14, 15, 16...


Kafan karışık,
Yüzün bu yazgıya alışık sanki…
Uzayıp giden yığının içinde bir gülümseme.
Boşa gidecek kadar güzel,
Hoşa gidecek kadar farklı.
Senin gibi biri için verdiğin bu mücadele




Senin gibi bir gülümseme ile bölündüğünde,
Yeniden başlayacak her şey,
Merhaba.
Geçmişte bir sabah, gün ile tanışıp ona ‘yeni bir merhaba’ dedin. Doğum gibi, ölüm gibi sıradan bir günü önemli hale dönüştürdün. Bu ömrü uzatmak ya da kısaltmak gibi bir deneyim değildi, değeri arttırmak ya da azaltmaktı aslında… Adlandıramadığın bir şeyin ‘ta kendisi’ydi…
Bırak belirleme… Hazır, her şeyin bir yolu yordamı, zamanı varken…
Gece-gündüz, kar-bahar fark etmezken…
Tiyatro sahnesinde yaşamına dair izler bulup izlemeye dalmışken… Belki erken… Belki de geçken… Aslında hep gençken…
Kazandığını sanmışken ya da yenilmeye alışmışken, bile bile mucizeye tanık olmaktı aşk.
Öncesinde bir zaman,
Ilık bir yaz akşamı gibi usul usul eserken rüzgar, gölgene ilk kez bu kadar yakındın. Günler seni nereye savuracak diye bekleyip yola düşmüştün. Her molada görür gibi olmuş, her kelimede hissetmiştin. Karşılaştığın her şeye tanıklık etme yalanında, yürüdükçe dağıtmıştın.
Mutlu zamanlarında fark edilmeden geziniyordun… Belki kekik, mısır, turunç, odun, kömür kokuları kuşanmıştın. O kadar
Seni başka hayatlar oyalıyordu…
Bulmaya çalıştığın muhtemel ayrıntıları sınıyor, o yaşamlardan roller çalıyordun.
Bilirsin hayat, oyun sahnesinden farklı ama izleyici potansiyeli genelde aynı…
Şaşırtıcı olan… Kaza anında tanımadığın insanlarla ortak bir acıyı paylaşmaktı…
Provasızdı… O yüzden “Bu aşk fazlaydı”… Bu kelime fazlaydı, bu hayat fazlaydı. Aslında biliyordun her şey azalıyordu, hiçbir şeye yetemiyordun.
Keşfetmeye başlarken seni…
Bilinçaltındaki sözleri, isimleri, anlamları düşünüyordum. Sözler, anlamlar, isimler…
Belki de isimsiz resimler sunacaktım hayatına… Henüz başlığı yoktu satırlarımın… Bir köprü, basamak, adım… Ya da sadece bir kalemdim. Hiçbir kâğıt kaçamazken ve ben bu kadar yaklaşmışken.
Şimdilerde görünenleri eksik çizme hazzını kaybediyorum… Her şeyi bütün olarak gördüğümü sanan gözlerim sıkılıyor kural manzumesinden. O anı farklı görenlere inat, tamamlayıp bir resmi, hemen çıkmak istiyorum çerçevesinden. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bi dakka