hipopotam Ağırlığı gibi


kötü yola düşmüş bir rengin kirliliği var
tel örgülerle çevrilmiş yürek çarpıntılarında
“Bu ne biçim bir hikaye” ile başlıyor bu hikayenin başı. Yasaklı bir dinin misyoner tedirginliği var üstünde her an katledilecek, parçalanacak ve  yakılacak belki de derisi yüzülecek gibi.
sonra(sı sana…)
Yer çekimsiz bir ortamda kuvveti muhtemel bir aşk basıncı var , hissedilir oranda büyüyen bir tümörün arsızlığına aldırış etmeden süzülüyorum sana. Seçtiğim repliklerin anlamsızlığından olsa gerek yüzümdeki ekşimsi karıncalanmalar, karışık ve oldukça karmakarışık. Seçemediğim şarkı sözlerindeki hayat dolu cümleler ile gelmek isterdim yüreğine, olmadı be sevgilim bir hipopotam ağrılığı gibi geldi suratsız gidişin. Gelişini bekleyecek kadar uzun sürmedi senin için yakmadığım sigaranın can çekişmesi. Çıplak elle katliam yaptığım şu cümle dolaylarında kazara bir küfürde sana etmeliydim. Küfürün bir suçu yok sevgilim, edepsizliği babasından kaynaklı yağmurlu bir gecenin sonrası malum, annesi ise  az önce otostop çekiyordu bilmem hangi galaksinin yörüngesine doğru.
Sevgilim…( sen bakma öyle dediğime )
aslında ben, bir karıncanın ezilme pahasına karşıdan karşıya geçme cesaretindeki ahmaklık kadar yatkınım  sana, deli cesaretinden bir tutam pay biçti bana bundan olsa gerek bir huni  besliyorum cebimde ver her  hicretimde bir burak bağlıyorum bahçendeki papatyaya, görevi kötüye kullanmak suçundan müebbet mahkum, sana bölünmüş bir asal sayıyım karşında, kısaca benden sana bağlanmak isteyen bir canlı  heyecan var ellerimde her defasında çıkan telesekretere inat.
Güzel yazı yazmasını beceremediğim için bir şiirin hırsızlığını yapmak istedim, şairi tarafından yakalanıp  cümle cezası ile cezalandırıldım, cümle duvarlarına bilmem kaçbinkez “seni seviyorum” yazacakmışım. ( Bütün bu şairler çıldırmış olmadı).
Avrupa insan haklarının vermiş olduğu yetkiye dayanarak ( bir saniye  pardon! kim takar avrupa insan haklarını)
(ehu düzeltiyorum…) Evrenin bana vermiş olduğu yetkiye dayanarak seni sevdiğimi ilan ediyorum.
Sevgilim…( sen bakma öyle dediklerine…)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bi dakka