Kişisel ge"Rİ"şim


Hayata tutunmak ve daima  pozitif bakmak. Genel kavram olarak ele aldığımız zaman her tarafımızda  pozitif bakan insanlar ile doludur. Derdimizde, sıkıntımızda, acımızda, kederimizde v.d. zamanlarda  yanımızda muhakkak kendimize  yakın hissettiğimiz insanlar vardır.
”ama”
Artık duygu anlamında  hiç bir şeyden zevk almamaya başladıysanız, size sunulan güzellikler  tatmin edici olmuyorsa, sizi kimse anlamıyor yada siz kendinizi kimseye anlatamıyorsanız benim deyimimle  kişisel “geri”şim” yaşıyorsunuz demektir.
Bir düşünsenize; Her zaman iyi dostlar vardır ( Emre, Murat, Yunus  v.s.) ve herzaman sizinle  bırakın mücadeleye varım demeyi ölüme  gelecek derecede yakınlardır. Aslında hayatınızdaki bütün olumsuzluklara rağmen sizi bu kahpe   yaşantıya bağlayan onlardır, kahpedir çünkü bir başkasına mavi boncuk verirken size uzaktan gösterip moralinizi bozmaktadır. Mesleki anlamda  tatminsizlik  yaşamaya başlarsınız, hem duygusal hemde maddi anlamda zor dönemlere girersiniz, tamam maddi  zorluk her şekilde  aşılır peki ya duygusal depremlerimiz? İşte bu gibi durumlarda  dostluklarında  işe yaramadığınız  görmemiz  pek mümkündür, yukarıdada bahsettiğim gibi bizi bazen hayata bağlayan yakın dostlarımızdır fakat sadece bir “bahanedirler”
Zaman, zaman bir çok şeye çizgi çekerken aklımızdan geçerler kimse inkar etmesin, aklımızdan geçerler ve belkide intihardan vazgeçersiniz. Eski  ve  sıradan bir arkadaşım derdi “intihar etmek korkaklıktır”.  Bir cümle  bile  sizi hayata bağlar.
Yada  herşeyi es geçelim… Her gün rutin saatinizde işe giderken yoldaki tanıdık  esnaflara uğrar ve ayak üstü şahane muhabbetler edersinizde tadı damağınızda ölene dek kalır, çünkü samimi, içten ve aceleci… Halbuki içinizde ne fırtınalar kopmaktadır, dışarda  sempatik takılırsınız  herkez sizi sevecen  ve hayat dolu bilir  bu şekilde tanımlarlar. Bence koskocaman “AYI” kadar bir yalan bu . Kimse  kimseyi  bedavaya güldürmek istemez asıl kendisini düşündüğü ve içinde bulunduğu boşluktan kurtulmak için çevrelerindeki insanların duyguları ile  beslenirler, onların sevinçlerini bir  sülük gibi kendilerine enjekte ederler  bir zaman sonra uyuşturucu müptelası gibi insanlardan sevinç, mutluluk, huzur dilenirsiniz… Çünkü buna ihtiyacınız  var ve gözlerinizdeki pırıltı gittikce azalır…
Var gücünüzle hayata tutunmak istersiniz, aynada bakar kendinize şebeklik yaparsınız,  mutlu olmak içiç elinizden geldiğince herkezi  mutlu etmeye çalışırızsınız, çünkü yaşamaya ihtiyacınız var yaşamak istiyorsunuz.
Ya çeşmeler kuruduysa, kaynaklar hibe edilmiş gaddarca hak edilmeyenlere  pay edilmişse, şu kahpe dünyada  size ayrılan dilim pastanızın içine  böcek atıp tiksindirdiyseler? Güvendikleriniz size güvenmediklerini beyan ederlerse ve siz elinizden geldiği kadar yalınsanız… Geriye ne kalıyor ?
Öğütler mi ? Hayır …
Dostlarınız mı ? Hayır…
Aileniz mi ? Hayır…
Hatıralar mı? Hayır, çünkü her bir hatırayı anımsadığınızda  yüreğinize inen sadist bir kırbaç vardır.  Dilediğiniz kadar iyi niyetlerinizle  anımsayınız. Mutluluğunuz  o karede kalmıştır, ya da o eşyada…
Kız arkadaşınız mı ? İmkansız….
Evet geriye ne kalıyor ?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bi dakka