-Olasılıksızlık ya




-Maksat yoldan çıkmak değil mi, arabesk bir parça üstüne şehrin damar arterlerinde valse kapılalım, otoban kenarında otostop çeken hayatları görmezden gelip bir uçuruma doğru savrulalım, büyük bir kaza olsun, mesela; nükleer bir patlama yada sen yine bak gözlerime... içimde tam üç tane atom bombası patlasın, aklım beş karış havada iken ikide tokat patlatırsın.

Ben çin malı zeka küpünü yapıp sana uzatayım sen bozup tekrar bana ver ben yapıp sonra sana tekrar vereyim, rengi rengine uyumu uyumuna sonra sen tekrar boz bana ver... Sonra ben yorulayım sen beni bırak git...

Şehrin çıkışlarında otoban kenarında otostop çeken bir kaç hayat al arabana, bu sefer sen uğraş dur zeka küpü ile... Sen yap O'na ver, O bozsun sana versin, sonra sen yine yap tekrar ver O' tekrardan bozsun sana versin... Bu sefer sen yorul, otostop çeken sen ol sonra şehrine dön...

olur da otobanda karşılaşır isek sakın sen bana bakma, bu şehir bir tane daha nükleer faciayı kaldıramaz. Elektrikleri kesilir, trafik ışıkları karışır, ambulanslar hep yanlış adrese gider, gebe kadınlar düşük yapar... insanlık suçu işlersin ama seni yargılayacak bir düzen yok henüz bu şehirde iyi halinden beraat eder yine düşersin yollara...

( olasılıksızlıkya) Zeka küpünü bana uzatırsın hemde rengi rengine uyumu uyumuna... Ben ondan bir renk alıp tekrar sana veririm. Bu şehir tekrardan kaldıramaz nükleer bir patlamayı.

\karakutu

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bi dakka