Yaz çocuk !





Yaz çocuk…
  Hissiz parmaklarından dökülsün duygu yüklü  bütün anlamlar, sözcüklerden cümlelere   dönüşsün, demirden kalbinde sakladığın bütün nefretin küflerini !
 Jilet keskinliğindeki buz odalarındaki bütün kötülüklerini  uyandır artık, vakti gelmedi mi  bu güzel dünyaya kusmanın ?
 Çıkmalıyım artık en yüksek gökdelenlere , atlamalı yada atlamamalı düşünceler içinde  salı vermeliyim kendimi  ölümün kucağına. Düşüncesizce ama hislice.
 Akıtamadın ki  gözlerinden şu dünyanın  kirini, birikti  ciğerinde her bir nefes  sigaranda, vakti  gelmedi mi katrana boyamanın  dünyayı ?
 Bağıramadın ki  hiç kaderine  karşı, duramadın karşısında beton duvarlar gibi soğuk ve bütün iyi dileklerin yok olurken  şeytan  piç etti en samimi  düşüncelerini !  kalabalıklar içinde yalnızlıkları oynarken.
 Sevemedi  şu kalbin, kaç fahişeye yataklık etti,    kırmızı loş ışıklı ve zehirli kanların içinde pis kalp odaların ?  
 Neşter ile sıyırsan yüzünü, yüzsüz  olsan yine bakamazsın tanrına. Arınsan Nil nehrinde arşa çıksan meleklerle barınamazsın yanlarında.
 Şeytan, şeytan işlemiş  damarlarına.
Söyle çocuk ibadetlerin kimeydi Kabe’n neresiydi ?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bi dakka