Zıvana'nın hikayesi









-ve zeus zıvanadan çıkar..........

Antik Yunan'da bi yerler... Büyük Zeus, tanrıların en büyüğü ve kralı. babası kronos'u tahtan indirmiş ve yerine geçmiştir. arkadaşları arasında Zazanos lakabıyla tanınmaktadır. Zeusun aile yaşantısıda oldukça ilginçtir. Kronos ile Rhena'nın evliliklerinden üç kız, üç oğlan dünyaya gelir. bunlardan biride Zeus'tur. babasına yaptıklarını unutmayan Kronos içten içten tırsmakta karısının doğurduğu çocukları yemek suretiyle karnında saklamaktadır. zamanla iyiden iyiye semirip göt göbek birbirne girmiştir. buna istinaden Rhena Zeus'u bi şekilde kaçırıp Girit adasında İda dağına götürüp oradaki bir mağaranın dibine saklar. paranoyak olduğu gibi bir o kadar da bok boğaz olan Kronos'a ise kundağa bağladığı bir taşı verir. Kronos löp diye yuttuğu bu taşı uzun süre hazmedemeyecek ta ki zeus tekrar ortaya çıkıncaya kadar böbrek taşı dökecek ağrıdan sızıdan kıvranacaktır. bu kıvranmalar sonucunda irili ufaklı adalar, italya falan da oluşacaktır ama konumuz değil. İşte böyle entrika dolu bir ortamda dünyaya geldi Zeus..... büyüdü serpildi geldi babasını yer yüzünün derinliklerine attı. en ufak bi vicdan azabı duymadı. sonra askerlik falandı derken hera'ya aşık oldu babası optimustan aldı kızı olympos'a yerleşti.

Burada ailesini iyice genişleten Zeus aşiret kıvamına gelmiş, "demokrasi de benim kral da benim!" ayaklarında takılmakta, kızdığının kıçına şimşek çakıp, boğaya çevirmekte, başınada sinek musallat etmekten geri kalmamaktadır. yalnız gel gelelim her şey güllük gülistanlık değildir olymposta. pek bi aşifte olan Hera, Zeus'un canını bir hayli yakmaktadır. keza manav Rodribis'le adı çıkmış, tüpçü rızasiyus'la bariz ilişkiler yaşamıştır. hatta herkülün rızasiyus'tan olduğu söylenir. ne kadar Zeus'ta olsa bi yere kadar Zeus'tur. hatuna laf geçiremiyor olympostan atinaya karşı derin düşüncelere dalıyordu. zira Hera aynı zamanda Zeusun kardeşidir. böyle bir ailede bunların olması normal diyoruz ve geçiyoruz. tanrı olmuş ama adam olamamıştır Zeus. bu sapkın ortamdan hala şimşeğiyle, kıvılcımıyla zaman zaman uzaklaşmaya çalışmıştır. ama nereye kadar.......

ve gün olur herkül doğar. herşeye rağmen Zeus babasının yanlışlarına düşmemiş çocuklarını yememiştir. ve bir de kızı vardır: Artemis...güzeller güzeli Artemis.... bunların yanında Titan aşiretiyle devamlı çatışma halindedir Zeus. Atinanın ünlü kahvecisi ve piyasanın sevilen isimlerinden Fulhamlı Necattesya çarşıda gördüğü Artemise inceden hasta olmuştur. ve bunu her fırsatta belli etmektedir. kız kahvenin önünden geçerken ali desidero yu açıp kıza gereken ayarı vermekte aynı zamanda Zeustan için için korkmaktadır. zira Zeus çatacak yer aramakta kaşar karısına yapamadıklarını yapacak adam peşindedir didik didik. Fulhamlı Necattiyus sevilen bir tanrıdır. kahvesine olymposun, lydia'nın ve Arkadia'nın ünlü simaları takılmaktadır. gençken Herkülle top koşturmuşluğu, kader arkadaşlığı yapmışlığı vardır. acaba yanlış olurmu diye düşünürken, kalbine de engel olamıyordu. Aphrodite'nin oğlu olacak zibidi Eros, okey masasındaki bi kavgada okunu Necattesya'ya batırmış al şimdi gör ananın mnı der gibi Artemise aşık etmiştir onu.bu aşkın karşılığnın gelmesi uzun sürmemiştir zaten. gittikleri bir Masserhus Fuhati Ozzkean (mfö) konserinde açılmayı başarmıştır Fulhamlı Necattiyus. Artemiste ona karşı boş değildir.kapı görevlisi keçi ayaklı Pan'ıda tanıyan Necattiyus içeri kafa koparan iksirini sokmayı başarmıştır. konserin akabininde tenhaya çekilen ikili mercimeğin mına koymuşlardır. ve Artemis artık hamiledir...bi kaç ay sonra Artemisin göbek belirginleşmiş Zeus iyice kıllanmıştır. ebe Khrysothemis'e gittiklerinde Zeus acı gerçeği öğrenmiştir. aslına bakarsınız yetiştiği ortamdan dolayı böyle şeyler Zeus için problem değildir. kardeşiyle evlenmiş, babasını yok etmiştir. ensest ve eşcinsel aynı zamanda hayvanlı porno hastasıdır. ama erkekliğe bok sürdürmek olmazdı ve şimşek atacak adam çıktı diye öfkeden kudurmuş ayağına yatıp içten içe sevinç yumağı olmuştur. Zeus Necattiyusu huzuruna çağırtır. 

Zeus: "sen bizim kıza iş olmuşsun."
Necattiyus: "ey krallar kralı zeus, gençlik işte hormonal olaylar çok fena elektrik alıyodum oda bana karşı boş değilmiş, niyetim ona kötülük yapmak değildir bizi ever."
zeus: elektrik ha! al sana elektrik mnsktiim. (şimşeği kıçında patlatır) 

o elektrikle Necattiyus soluğu bugünkü çemberlitaş dolaylarında almıştır. ve gördükleri onu hayretler içersinde bırakmıştır. piyasadaki herkesin kafa bi dünyadır. Mezepotamya illerinden gelen bi çeşit bitkinin buharı çıkartılmak suretiyle kamışla çekilmekte, kafayı bi milyar yapmaktadır. bizim hin oğlu hin Necattiyus burda da işini yoluna koymuştur. bi kahvede burda açmış ve bu bitkinin ticaretine başlamıştır. yalnız bunun buharı geğzini yakmakta, ciğerlerini acıtmaktadır Necattiyusun. her içtiğinde "bırakıcam lan bunu, bi daha içersem nağmerdim" gibi sürüncemelere yol açmaktadır bu bitki Necattiyusda. bir gün Mezeptamyadan bu bitkinin gelmesi gecikmiştir. elde avuçtaki kaynaklar bitmiş millet deli gibi aranmaktadır. aynı durumdaki Necattiyus en sonunda camın önünde bi kaç kurumuş yaprak bulur."mnskym arap kadri bizi düşürdüğün durumlara bak" diye içten içe küfürlerini sıralarken bu kurumuş bitkiyi nasıl içeceğinide düşünmektedir. akabinde aklına gelen dahiyane fikirle bunu ufalar, bulduğu ince bir parşömene sarıp içer. offff!!! o anda dünyalar onun olur. nasıl kafa olmuştur Necattiyus. sokağa bu hışımla çırılçıplak çıkar ki o dönemde ne giyiyorlarki zaten. civreka civreka diye bağırır. çemberlitaş esnafı triger kayışının koptuğunu düşünürken "ne diyo la bu" gibi aralarında diyolaglara da girmektedirler. 

kurukaveci momenth efendi: "ne diyo la bu mnsktiim dürzüsü"
kuruyemişci orestes: cigara, cigara diye bağırıyo galba emmi, ne ki bu cigara acep???

Fulhamlı Necattiyus: olm siz daha takılın böyle ben bulmuşum olayımı, benim gönlüm serhoştur yıldızların altında, sevişmek ah ne hoştur yıldızların altında. tralalalalaalaaaaa......
ve cigara bulunmuştur................... halk Necattiyusun elindeki yaprak sarmasına benzeyen şeyin cigara olduğunu yaymıştır etrafa.....
ve Necattiyus bu buluşuyla paranın mnskmektedir.. onun gibi kurutabileni, sarabileni, çarşafı hazırlayıp, zıvanayı yapanı yoktur. bi tektir kendisi. onun için cigarayı sarıp sarıp ihracına başlamıştır. Titanlarla anlaşıp işi iyice büyütmüştür.tabi doğup büyüdüğü toprakları unutmamış atinaya, olymposa eski dostlarınada koltuk altndan göndermiştir gerekli nevaleyi. mahallede "bak ne delikanlı tanrıymış şu Necattiyus, Zeus un mnskym" replikleri dolanmaktadır. tabi bizim işi gücü ibnelik olan Zeusun bunları duyması uzun sürmemiştir. Herkülü kasabaya gönderip cigaradan almasını söylemiştir. o arada play stationda winning eleven oynayan Herkül "baba bi rahat dur, yerinde otur mnskym" deme gafletinde bulunmuştur. Herkülde aynı hızla dünyaya ışınlanmış aslanla kaplanla mücadelinin içine düşmüştür. aynı zamanda yarı insan yarı tanrı pozisyonuna getirilmiştir. yeni modifiye yaptığı bulutuyla kasaba meydanına bizzat inmiştir Zeus.ortamda cigaraya vurmuş "hıffssss ohhh vur dumana gel imana" demiştir. bu malı yapanın Necattiyus olduğunu da an itibariyle öğrenmiştir. ve çağırın lan puştu, affettim demiştir. Artemisin özlemiyle yanıp tutuşan Necattiyus ise gelmek için şart koşmuştur.
Zecattiyus: "bak Zeus, hiç skmde değilsin. böyle saranı bulamassın evrende bi daha. Titanlarıda devre dışı bırakırım gerekirse ama Artemisi bana verecen bide Olymposta köşk isterim."
Zeus'da cevaben -kafa bi dünya- tamam lan toynağını sktiim gel adamı "zıvanadan çıkartma" demiştir. (bu deyimde burdan dilimize pelesenk olmuştur)
ve olymposa geri dönen Necattiyus ile Zeus ortamın mna koymuş, olymposta paso cigara çekip şen kahkahalar atmışlardır................

özgün kaynak : alkislarlayasiyorum.com
yazar : "NULL"

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bi dakka