bir adam,genç,çocuk…





-hüzün kokulu bir günün “papatya”yı   hüzünlendiricek zerreleri… bir adam ve yanlızlık belki bir sigara eşlik ediyor bu saatlerin anlamsız akışına, düşünüyor .. ama neyi ?
Olmayan birilerine yazılmış satırlar ve satırların arasındaki gizli duyguları , yazarken içleniyor “daha kendini insanlara anlatamıyorsun” bu yazılara olan tavrın nedirki adam ? kendine cevap vermekden bile aciz, belkide yorgun. Nargile ağır gelmişdi belkide…
oysa hafif ve umursamaz…
Belkide yazmamalıydı , belkide yazmaya devam etmeli… Çelişki içindeki düşünceleri it dalaşı oynuyor beynin bir noktasında, odaklandığı yer ise kör nokta , ufukda kaybolan martı misali ardına bakmadan ! sadece bir iki haykırış özgürlüğüne mi yorarsın, yanlızlığına bir veryansımı ?
kendisi ile kavgası çok öncelere dayanır, taa ki ilk ağladığı ilk doğum gününe…
Duman altı gizli köşelerde kendini sorgular, sorgular ve sorgular…
belkide suskun gizli bir aşkın zanlısı , suçu var ispatsız…
ölüme hazırlıklı bir adam , gözbebeklerindeki umuramaz umutsuz bakışları, için de “neoanlar” değil sadece “mumlar” ışıldıyor…
, yok edilmiş ve ettiğim bilinçli biliçsiz duygularımın cesetlerini biriktiriyorum “ahhh kalbimin” morgunda duasız ve yaşsız…
şizofren haliyle ve susuyor , aslında susmuyor ölüyor(mu)… belkide suskunluğu öğrendiği “morg” alfabesini döktürüyordu belirsiz ve hissiz kalbindeki cesetlerin içinde… iç kanamlı bir hadise , sessiz içini kemiren kanser gibi… gizliden gizliye bir direnişin ve bir isyanın bastırılışı… kelimeleri elinden alınmış , çalınmış ,”şair”, kelimesiz ve kimsesiz…
İçi burkulmuş bir adam,genç,çocuk…
neden ?
ne için?
kime?
ve ne zaman ?
saat 00:47,  fonda “konuşamıyorum” ,telefonda bir çağrı, ev kimsesiz, taş tuğlalı soba sönmüş,salonda loş bir ışık… ve bir adam,genç,çocuk…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bi dakka