Kayıtlar

2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hisseli kumanyalar ( Gezegene iki bilet 1/3 )

-Pardon.. +Buyrun -iki kişilik  bilet var +İstikamet ? -Papikolas gezegeni... + Henüz tnışmıyoruz ama. Üstelik sadece bir şişe şarap var. - Yettiği yere kadar hem tanışıyor olmamız bir şeyimi değiştirecek? + Sanki tanışıyor olmamız gerekiyor gibi. - O zaman anlat... + Yalnızlık nasıl anlatılır, sarhoş olalım bence. - Sek ? + Sek... - Tabi buyur, buda benim yalnızlığım ona "merhaba" de. + Hangi evrendeydi bu gezegen ? - Hisseli kumanyalar evreni + Kalabalık mı peki ? - Bilmiyorum sadece iki kişilik bilet var, sanırım yalnızlık var,  kim bile bilir? + O zaman çok kalabalıkmış - Öneriniz nedir sayın bayan ? + Öneri ve ben? Gerçekten tanışmamız lazım - Tanıştırın kendinizi + Ben ? Yalnızım. - Yalnızlığın neresinden ? + Başı sonu var mı ki ? Bilmem belkide göbek deliğindeyimdir - Peki ismi nereden ? + Aaa  sanırım annesinin babaannesinin büyük babasının göbek adı - Çok butik, ancak bu kadar güzel olabilir. + Ancak bu kadar sıradan olabilirdim. Karın ağr

yok başka birşey anlatacaktım

 Silinmiş telefon rehberi yalnızlığı... Seni arayan numaranın kim olduğunu asla kendine tahmin ettirmeme "şeysi"  neysi işte...  burada bile anlatımı zor bir sessizlik sağır olsaydın nasıl hissederdinin karekökü gibi v.s. Açmak istemeyeceksin, açmak istemeyeceksin, istemeyeceksin çünkü ne cevap vereceğini ve nasıl davranılacağını bilmiyorsun, varoş bir semt pazarı içinde annesinin eteklerini kaybetmiş küçük kız çocuğu, kocaman ağlamaklı gözler acaba hangisi annem bakışları, ama bunların hepsi anne kokuyor hepsi benim varoluşum  kokuları aynı, neyin doğru neyin yanlış şey olduğunun bilememe tedirginliği ve korkaklığı Acaba iyi yok hayır acabaaa kötü yok yok buda hayır... Kaygılarım, tedirginliklerim, önceleri, sonraları ve benim varoluşum. İyi bir adam olamadım, kendimi sevdiremedim, önceleri soğuk sonraları ise yavaş yavaş eriyen o sert bakışlar. Feri sönmüş göz ucu bakışlar, eriyen balmumu , voltajı yüksek ama verdiği ışık bir sikime yaramayan tavana asılı ampul n

Tony Montana !

Resim

Aman Ali Rıza bey

Resim

Hipopotam ağırlığı gibi

kötü yola düşmüş bir rengin kirliliği var tel örgülerle çevrilmiş yürek çarpıntılarında "Bu ne biçim bir hikaye" ile başlıyor bu hikayenin başı. Yasaklı bir dinin misyoner tedirginliği var üstünde her an katledilecek, parçalanacak ve  yakılacak belki de derisi yüzülecek gibi. sonra (sı sana...) Yer çekimsiz bir ortamda kuvveti muhtemel bir aşk basıncı var , hissedilir oranda büyüyen bir tümörün arsızlığına aldırış etmeden süzülüyorum sana. Seçtiğim repliklerin anlamsızlığından olsa gerek yüzümdeki ekşimsi karıncalanmalar, karışık ve oldukça karmakarışık. Seçemediğim şarkı sözlerindeki hayat dolu cümleler ile gelmek isterdim yüreğine, olmadı be sevgilim bir hipopotam ağrılığı gibi geldi suratsız gidişin. Gelişini bekleyecek kadar uzun sürmedi senin için yakmadığım sigaranın can çekişmesi. Çıplak elle katliam yaptığım şu cümle dolaylarında kazara bir küfürde sana etmeliydim. Küfürün bir suçu yok sevgilim, edepsizliği babasından kaynaklı yağmurlu bir gecenin sonrası ma

Cesedi öldürdüm adamı ne yapayım?

-Cesedi öldürdüm adamı ne yapayım? -Yaşat gitsin daha fazlasını yapamayız ona ! -Tamam. -Peki, adamdan kalan düşünce tortularını ne yapmayı planlıyorsun? izi kalır, silinmez ve yakılmaz -Bir planın var mı ? -kafamın içine saklayayım, ne dersin dayanabilirmiyim? -Bilmem tehlikeli olmaz mı ? -Bilmiyorum... Birimizin bu yükü üstlenmesi lazım sen cesedi öldürdün, bende adama yeni bir yaşam vermeliyim düşüncelerini öldürüp, düşünceler ölmez o yüzden saklamalıyım. -Hayır ikisini de ben yapmalıyım, birimiz temiz kalmalı. -Her pis işi sen yapıyorsun, ben de birşeyler yapmalıyım. -Tamam sen seç ozaman. -Ben seni sırtlasam seni yaşatsam ? -...(deneyelim) -Tamam bana son üç dakikanı anlatsana, son otuz yılı ölerek geçirmiş gibi. -Kocaman bir boşluk... -Ya ruhun ve seninle uzun sohbeti özledim üstelik Şinasi'de öldü. -Ruhum... atmosferin dışında, anlat... -Damarlarımızda dolaşan kan dışı her maddenin rahatlığnı yaşayalım... -Hadi bekliyorum ozaman. -Nasıl anlatılır ki, han

Phytia bu notalar bir salak !

 içimde bir kaynama noktası almış başını gidiyor, tedirgin bir melodi insanı nasılda nefrete sürüklüyor, biraz daha izlenmeli insanların çaresizlikleri  ve biraz daha dinlemeli bu müziği... (Dinliyorum) Ama bir sorunum var ! bu müzik ve bu melodiler daha önce hiç duymadığım biçimde ve dinlerken nereye bakacağımı bilmiyorum, sence buda bir çaresizlik mi ? Müzik başa dönüyor aynı melodiler, çaresizlikler, insanlar, ben. kullanım tarihi çoktan geçmiş  telaşım var(dı), bir kaç başarısız deneyimim oldu ("biraz hayal kırıklığı böyle olacağını biliyordum zaten" ) deyip geçiştiremeyecek kadar önemsiz. Durup burada seni  yanılgılarım ile   onları anlatmakla sıkmak istemiyorum ( sünger değilsin sen!) Bir dakika burada kırık nota var bir diğeri  düşüyor, melodinin ahengini  bozuyorlar, onlara bu şekilde kötü intihar etmelerini hangi şapşal öğretti ? kırılıyor, düşüyor ve ölüyor saçma bir ölüm. Aaahh durup burada sana neleri  anlatıyorum üstelik gecenin bilmem kaçı, buda b

bi dakka

 Kulaklarımın zarına   "Goodnight Moon"  vuruyor, belki biraz vodka. HardPorn  iğrençliğin de belkide biraz bu hayat bakma biraz mutlu görünmek için bütün çabam bu. "Siktir et"  biraz sansürsüz olalım sen benim dokunmak istediğin yerlerimi afişe et bende biraz teninde terlerine karışıp edepsiz cümlelerinde kaybolayım. Tarantino'nun bir senaryosunda dudaklarımız kavuşmadan ölelim, filmin 120 dakikaya, gecenin sabaha,  benim cehennemin dibine kadar yolum var. (çok sert, bitmedi...)

Marduk gezegeninden bir ileti aldınız.

Merhaba,  uzun bir yolculuğun finaline yakın sahnesinden yazıyorum, umarım fazla bekletmedim. Seni güldürmem için öncelikle maskemi çıkartıp yalın bir şekilde  karşına çıkmam gerekli ve bu oldukça zor, neden zor bende bilmiyorum belki de çok kolay ama yinede zor olsun zor olsun ki anlamı olsun  şu an yüzümde o yavşak gülümseme var hani çok yakışan olanı, kısaca özetle  üç numaralı bakışım ile  yazıyorum. Tamam  kız tavlama konusunda  pek bir işe yaradığı söylenemez hem zaten gerekli de değil.  Şu vakitler oturmuş kendi içimde kendimi çırpıyorum tamam  karadeniz kadar hırçın olmuyor olabilir ama fırtınalar emin olmalısın ki  beni çok zorluyor kim bilir belkide böyle  olmasını istediğim içindir, huzursuz  bir hayatım olduğu içün  huzur bulduğum zaman maymun gibi ne yapacağımı şaşırıyorum elime yüzüme bulaştırıyorum . N'olur çok görmesinler bunu bana  hem çok görenlere de  bir çift sözüm var "siktir olun"  :)    Öfke kontrölümü son zamanlarda çok iyi idare ettiğimi düşünüyo

Hardcore Spolier !

Resim
oluşturma : 00:12 Başlama : 00:59 Allah aşkına  12 ve 59 dakika arasını hesaplayamayacak kadar ne yaptım kendime ! güzel bir giriş ile aslında sana ne kadar çok vaz geçip tekrardan yazdığımı anlatmak isterdim.  Aslında her vaz geçişimin altında bir yenilgimi sakladım  yazmadım sana, şu  saman  (01:01) dolaylarında ise biraz zafer yaşıyor gibiyim, sarhoşluğundan olsa gerek saçmalıyorum. ( yine kaybettim ) Yeni keffettiğim bir şarkı var Freedom düşüncelerimden bir fırsatını bulup  belki yazının altına ek olarak koyabilirim çünkü dinlemeni istiyorum.  ( yine kaybettim ) Biliyormusun ( bilmiyorsun )  şarkının her bitişinde daha şiddetli yeniliyorum, Allah'tan unutkanlığım çok sık ilerledi ki şiddetini  biraz olsun hafifletiyor, her yeni başlayışında elim baltama uzanıyor, onu sıkı tutup kavrayana kadar aklıma  zaman öyle  ağır ilerliyor ki ama bu orospu çocuğunun  hissettirdikleri okadar iliklerime kadar işliyor ki korkuyorum  geri çekiyorum elimi ve  biliyormusun şarkı bi

onbeşsaniye

  Merhaba, bu sefer arayı kısa tuttum sanırım kısık ateşte onbeş dakika da pişirilen bir omlet kıvamında  hızlı ve yenilmeye hazır, yenilmeye derken her yönüyle yenilmeye hazır   ve üstelik sadece onbeş saniyede.  Uzun uzun hemde çok uzun hikayeler biriktirdim fakat hepsi onbeş saniye sonra unutuluyor sonrası ise tam  bir uzay boşluğu yani şöyle  ımmmm kayıp evet  "kayıp"  hayatından  asla bilemediğin ve bilemeyeceğim bir zaman dilimi  kayıp oluyor ve gidiyor. Anlamsız  sızınmalar sanırsın ki cehennemin  sekiz kat bilemedin on kat dibinde can çekişiyorsun.  Zaman zaman çocukluğuna düşüyorsun  biraz masum geliyor aslında birazı fazlaca iyimser oldu köküyle birlikte masum geliyor,  ne çabuk kirlendim. ( beyaz her zaman masum olmuyor) Ben yine umursamaz tavrımın takınacağım maskem düşene kadar, düşmeside sadece onbeşsaniye sürüyor. sadece onbeş saniye,  eğer bir ceza olsaydım sanırım kendime olan en büyük beddua  olurdum. Biliyor musun ben zihnimi ve irademi sadece &q

Yarım kalmış öneriler ( Aslındalar 3/3)

Heyy Pythia ! Biliyorum yine geciktim üstelik yorgunluğumla birlikte. Sona gelmek  o kadarda kolay olmadı desem fazlaca basite indirgemiş olurum, Lütfen dinle !  Buğu düşmüş bu semtin sokakları geceleri bir başka perde ile açılıyor bilmem hiç denk geldin mi, her gece farklı bir sahnenin kapalı gişesi, biletsiz izleyicileri, eroinman martılar.  neyse boş ver, sana kötü bir gün için kötü bir önerim olacak. Bir intihar mektubu yazacaksan  sakın onu dolma kalem ile yazma, her bir yanlış cümlen üstünü karalamana neden olacak  ve emin olmalısın ki bitince orada okunacak tek şey "intiharımdan kimse sorumlu değildir" , mesela bir daktilo hem daha hızlı hem daha pratik üstelik  oldukça karizmatik görünür, bide sakın beyaz kağıt kullanma 3. sınıf bir saman kağıt olsun, diğer bir avantajlı yanı ise ellerin titremeyecek fazladan kağıt harcayıp israf etmeyeceksin ve en büyük özelliği ise intiharını geciktirmeyeceksin.  Tabi nasıl ve ne şekilde intihar edeceğinde çok önemli, me

Aslında... ( Aslındalar 2/3 )

(" ...Ve  "Stopmotion"  dedi tanrı")  Merhaba yine ben.  Biliyorum çok uzun zaman oldu üstelik tam 21 dakika. Bir kaç bin yüz yıl kadar uzaklık  nefes  kadar  yakın ulaşılmazlık.  kahretsin aslında bir  kedi olmalıydım ve buraya sadece "miyav"   yazmam  yeterli  olurdu, ama olsun ben konuşuyormuşum gibi düşün yada sadece miyav diyen bir kedi  gibi yada hiç bir forma sokma,  zaten formda da değilim üstelik ortalama  doksanyedi cümleyi  otuzikimetrekare de bir araya  getiremeyecek kadarda beceriksiz. Hadi boş ver !  zaman  çabuk geçiyor, kafka'nın mektubuma cevabını bekleyecek kadar vakit kalmadı. tam otuzüç dakika uzaklaştı hayat şimdi. Beni sev.

Franz Kafka'ya mektuplar. (Aslındalar 1/3 )

Resim
  - Sevgili dostum Kafka;  Mektubuma klasik olarak nasıl başlayacağımı bilmiyorum... ( Cerbur medeniyetinden yeni kopmuş bir  meteor sağınağı     "le le le laaa "Pala Tute !"  şarkının nakaratı dilime dolanıyor, uzun zamandan beri uğramadığım bir ütopya var sanırım içimdeki müzakerelerin tarihini bir türlü netleştiremiyorum ve korkarak  eklerim ki  saçma avrupa birliği müzakereleri sonuçlanır ki  çoktan o avrupa birliğini lav etmiş oluruz, aptal aptal okuma işte gözlerinin benden uzak olması kadar uzak bir ihtimal değil ,  dolaylı yoldan anlayacağın gibi siyaset ile aram bok gibi.  Lütfen yadırgama bu hallarımı biraz arabesk biraz ter kokusu birazda senden az birazda john vaynen ! Kimse sana benden gerçek gelmedi yada tam tersi  yada "öl,terket sev" sıralamasının ne olduğu sorusu, sahi söyler misin lütfen bu penguen ler o küçük paytak adımları ile ne kadar uzağa gidebilir ki ? Düşünsene (Düşün!) yüzlerce penguen paytak paytak ve üstelik koşabildi

O değilde bu ! ( köşe yazarı tadında)

Resim
-İnsanın memleketi  gibisi  yok derlerya aahh işte  İtalya'da aynı benim için öyle. Bu cümleleri yazarken Fransanın başkenti  Paris'in en muazzan ve en güzide şatosunun yani o bildiğiniz  ve duyduğunuz  fakat bir türlü gidemediğiniz   Chateau de Chantilly şatosundan yazıyorum. Hava mükemmel  ve bu mükemmellikten olsa gerek parisin kızları bir çiçek gibi süzülmüş ve etrafımda fır dönüyor inanın insan hangisine bakacağını şaşırıyor Allah kimseyi böyle bir duruma  düşürmesin çok zor durumdayım. -Ben size italyadan  bahs ederken Fransa  nereden çıktı diyorsunuz  değil mi ? evet sevgili okurlar  bu soruyu  duyar gibiyim. Almanyanın soğuk ve kasvetli  bir günü   berlin dolaylarında  elimde pipom  Spree Nehri'ni karşıma almış, nehrin adını vermiş olduğu Spree Hotelde kral dairesinde sabah kehvemi yudumluyorum. Berlin öyle bir yer ki  bir çok türk var  sıkıldım, her sabah aynı diyalog ve monologlar. İnanın sevgili okurlar fonda çalan   Johann Sebastian Bach feat Orhan

Bugün Pazar ( maç iptal )

Boğar mısın hayallerimi Ölmek istiyorum Hayallerim olmadan ben bir ölüyüm Gölün kenarındaki soğuk evime bırak beni Götür etrafımdaki sesleri Evim benim yalnızlığımdır Kes şu savaşı Kan lekeli şu gömlekleri at denize O temizler Öldür beni bırak evime Ver yalnızlığımı Çıkart hayatımdan Bugün Pazar Kent tatilde Bugün Pazar Yorgunluğunu atmaya uzanmış tüm sokaklar Bugün Pazar Dokunmayın sessizliğine arabalar Bugün pazar Saatler dalmış uzaklara Yorulmuş güneş Susmuş yağmurlar Bugün Pazar Bugün Pazar Dağılmış uzaklar Yaralı insanlar Bugün Pazar ve kalıntılar Yoğun yağmur nedeniyle Maç iptal… Hadi evimize gidelim Neler düşünüyorsun anlamıyorum Neden bu yalan gülümseme Yaşamaya başlayalım artık Birer birer Bugün ilk günü Kalan hayatımızın Yağmur sürüyor şimdi İnsanlar büyüyor Ölenler de var Değişkenlik içinde hayatlar Susuyorsun Neden peki Kalabalığı geçtik artık Sarıl hadi Eriyor

neyse

Resim
  -ahhh sadece biraz ve sadece biraz damarlarımda gezmesine izin verdim ama o ne yaptı bütün  vücudumu kapladı. Lanet ! bu kadar basit olmamalı bu kadar basite indirgenmiş bir biçimde bunu yapmamalı bana, an azından kibrim böyle söylüyor. ( Seni orospu çocuğu!)  Yorumlanmasına gerek kalmadan yaşanmış yorgunluklar biriktirip bunu kendime saklıyorum, hem bir hayvanın yorgunluğunu kim sahiplenmek ister ki?   neyse - Bütün sahipsizliğini yanına alıp benimle gelmeni istiyorum,  işlek caddelerden yüksek binalara çıkıp   intihar teşebbüsünde bulunalım ama atlamayalım, biraz çekirdek yiyelim belki termosla birlikte çayda çıkartmış  olabiliriz, bilirsin plastik bardakta çay güzel olmuyor ama sen güzelliğini demine katıp yüreğinden süz  bana uzat ben elimin tersi ile  geri çevireyim, çok mutlu hayatımıza biraz kaos katalım. Mesela sen bana iki  tokat at ayağım kaysın tam yirmiyedi kat yükseklikten aşağıya düşeyim ama ölmeyeyim sen beni  öldü san kırk gün  kırk gece yas tut, sonra

Bad side :\

Resim