Perçinlenmiş yalnızlığın yörüngesine mıhlanmış bir iç geçiriş bu bir serzeniş. Kucak dolusu hırçınlıklar savruluyor insan oğlunun salyasından. Bulaşıcı bir nefret kaplıyor böbreğimi dalağımı, tırnaklarımı, azı dişlerimi ve şu elimde tuttuğum kalbimi. ( Hangi törpüye vursam ömründen ömür alacak )


 Büyük yanılgılar büyük yangınlar başlattı, ucu bucağı olmayan bu Ayçiçek tarlalarında. Alevler o kadar yüksekti ki çıkan onca karaduman ciğerime doldu. 

 

 Boğulmaktan korktuğum her yok oluşumda aceleci tekrarlar yaşıyorum. Tek istediğim elimde tuttuğum bu kalbe tabut çivileri çakmanız  ben boğulmadan önce ( Belki bir şeyler hisseder ve ölür. )


 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bi dakka