Kadınım


Seni aradı boş bakan gözlerim yine, limandaki sahipsiz martılar gibi yalnızdım… Yağmur altında ıslanmış parkem ve bu boş bakan gözlerim seninle doldu…Yağmur damlası ile birlikte hiçliğe aktı…Önce yanaklarımı ordan boş kalbimi yaladı, tanyelinin bedenimi yaladığı gibi… Gülhane parkının kapısında bekledim seni, güvercinleri besledim sen severdin bu halimi…
Akşam üstü demlendim yine, sensiz bir günü geçirmenin ezikliği içinde bakınıyordum herzamanki umursamaz tavrım ile umursar bakışlarına, İstanbulun en güzel yerinden Çamlıca’nın tepesinden…
Sen kadınım… Gözlerin en derin hislerimi canlandırdı, pamuk ipliğne bağlı hayatımın en kalın zerresi… Alın yazımın en okunaklı yeri… Günaha boyanmış bedenimin hak etmediği tensin… Yolvermiyor artık bana bu karanlık , sokak lambası aydınlatmıyordu artık bu sensiz bedenimi çiçeklerim soldu, ruhum bedenimden sıkılmaya başladı, sensizliğe tahammülü yoktu artık.  Sen kadınım, ipek tenlim, deniz gözlüm, en temiz duyguların ile günaha boyadın koyu rengine bu bedenimi.
Sen kadınım…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bi dakka